Ana içeriğe atla

Blok Zincirleri: Nasıl çalışıyorlar ve Dünya'yı nasıl değiştirecekler?

 


Blokzincir nedir ve nasıl çalışıyor?


(Bu makale 28 Eylül 2017'de MORGEN E. PECK tarafından IEEE Spectrum dergisinde  yayımlanmıştır.)

         

Bitcoin bir "meydan okuma" olarak ortaya çıkmıştır. Büyük Durgunluk olayının ardından ortaya çıkan kriptokrasi (yani kripto paralar), ilk destekçileri tarafından geleneksel finans sistemindeki eşitsizliklere ve yolsuzluğa karşı bir panzehir olarak olarak dile getirildi. Bu alternatif para biriminin giderek krizi tetikleyen kurumlarla rekabet edip sonuçta onları söküp atacakları inançlarını dile getirdiler. Bitcoin'in gayri resmi yazısı olan "İnandığımız şifreleme adına"da kimin suçlanacağı konusunda hiç şüphe yoktu: (buna göre) Aracılar, bankacılar, aslında güvenilir olamayan sözde güvenilir üçüncü kişilerdi. Bu kişiler basitçe diğer insanların önüne çıkarak işlemleri zorlaştırdılar ve karların kaymağını sıyırdılar.


Bitcoin ve diğer kripto para birimleri, kontratların ve işlemlerin yerini yazılımlarla, blokzinciri olarak adlandırılan dağıtık ve güvenli bir veritabanı ile alıyor. Bitcoin simgesinin mülkiyetinin - kişi nerede olursa olsun, yönetimde hangi hükümet olursa olsun- bir kişiden diğerine  nasıl geçeceği süreci bir grup bilgisayara emanet ediliyor.


Şimdi, ilk blokzinciri kurulduktan sekiz yıl sonra insanlar, onu yalnızca para transfer etmenin ötesinde prosedürlere ve süreçlere de uygulamaya çalışıyorlar. Aslında şunu soruyorlar: "Bir blokzinciri tarafından otomatikleştirilebilecek diğer anlaşmalar nelerdir? Blok zinciri başka hangi aracıları aradan çıkarabilir?"


Bir blokzinciri, sürüş teklifi yapan kişileri bularak, onların bir yere gitmeye çalışan insanlarla bağlantı kurmasını sağlayarak her iki tarafa ödeme yapmak için şeffaf bir platform sunabilir mi? Bir blokzinciri, telif ücretlerini içerik üreticilerine ödeme yaparak TV şovları, filmler ve diğer dijital medyalar sunan bir yayın platformu görevi görebilir mi? Bir havayolu şirketi, uçakları zamanında kalkmazsa, uçuşlarının durumunu kontrol ederek seyahat edenlere başta üzerinde anlaşmaya varılan bir miktarı ödeyebilir mi?

Eğer öyleyse blokzinciri Uber, Netflix ve uçuş sigortası yapan bir şirketi pazardan silebilir.


Bu üç önerilen uygulama varsayımsal değildir; “Ethereum Sanal Makinesi” adı verilen dağıtık bilgisayar sisteminde yazılımları uzaktan yürüten bir blokzinciri platformu üzerinde kurulmuş olan uygulamalardan sadece birkaçıdır. Blokzinciri evreninde Ethere adı verilen kendi kripto parasına sahip olan Ethereum, deneysel işlere en açık olan projedir. Ancak, geniş açıdan bakıldığında potansiyel olarak yıkıcı yenilikçiler de gözden kaçmaz. Yeni gruplar neredeyse her gün sisteme yeni blok şemaları göndermekteler. Bu arada teknoloji dünyasının titanları da fırsatları kaçırmıyor tabii: Microsoft, müşterilerine Azure bulutundaki blok zinciri uygulamalarıyla deneme araçları sunuyor. IBM, Intel ve diğerleri, iş odaklı blok zincirlerinin oluşturulmasını hedefleyen Hyperledger adlı bir açık kaynak kodlu zincir girişiminde işbirliği yapıyorlar. Bu arada, bir çok büyük banka da, yani başta blokzinciri öncüleri tarafından durdurulmaya çalışan kurumlar - bu akımın önüne geçmek için kendi blok zincirlerini oluşturmaya başladılar. Ve hatta ilk ve en başarılı blok zinciri üzerinde çalışan Bitcoin bile, tasarımcılarının asla hayal etmediği uygulamalar için yeniden uyarlanıyor.


İstinasız bu yeni blok zinciri projelerinin hiçbiri henüz gerçek kitleler tarafından benimsenmiş durumda değil. Herhangi bir endüstride tek bir blok zinciri kavramı veya stratejisi henüz bir devrim yapmadı. Blockchain.info'ya göre Bitcoin bile dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir günde en fazla 375.000 kişi tarafından kullanılmaktadır. Ancak yatırımcıların paraları buraya akıyor ve teklifler yüzen tektonik plakalar gibi aşırı aldatmaca ve entrika altında çarpışıyor.


Blokzincirin Oluşum Süreci:  


2009'da, sözcülüğü Satoshi Nakamoto adıyla yapılan isimsiz bir grup bilgisayar korsanı (ki bu sözcü sonradan kimliğini Craig Wright olarak açıklayan bir işadamıdır), ilk kez bir dijital para birimini piyasaya sürdü. Bu teknoloji şu prensip üzerine kurulmuştu: Para özünde sadece “değeri” soyutlayarak sahiplik değişimi sağlayan bir hesap aracıdır.


Nakit, bu işleri başarmanın en eski yoludur. Basitçe fiziksel simgelere sahipseniz- örneğin banknot, madeni paralar- bunlar mülkiyete eşittir ve aralarında anlaşma yapmak bireylerin pazarlığına kalmış demektir. Nakit aracının kopylanması yeterince zor olduğu sürece, toplam para arzının ne kadarına kimin sahip olduğunun tam olarak muhasebeleştirilmesine veya çeşitli sahiplerin tek bir banknotun basıldığı gün kimin elinde olduğuna ilişkin ayrıntılara ihtiyaç yoktur.


Bununla birlikte, her banknotu kimin elinde tuttuğunu gösteren bir çizelgeyi oluşturabilirseniz, aniden fiziksel temsiller gereksiz hale gelirdi. Bankalar ve ödeme işlemcileri, kapalı sistemlerindeki işlemleri izleyerek ve işleyerek aslında fiziksel para birimimizi dijital kayıtlara kısmen de olsa çevirmişlerdir.

Bitcoin, bir blokzincir adı verilen, “evrensel olarak erişilebilir tek bir defter” oluşturarak bu dönüşümü tamamladı. Buna bir zincir deniyor çünkü değişiklikler yalnızca sonuna yeni bilgiler ekleyerek yapılabiliyor. Her yeni ekleme (ya da blok), -Ağustos ayının sonları itibariyle- birkaç bin yeni işlem içeriyor ve zincirdeki önceki işlemlere referans veriyor. Yani Hasan Halil'e biraz bitcoin ödüyorsa, bu işlem zincirin en sonunda görünür ve Hasan'ın daha önce Helin tarafından ödenmiş bitcoin işlemine işaret eder; ona da Ahmet tarafından bitcoin ödenme işlemine işaret eder vb.


Bitcoin'in blok zinciri, geleneksel finansal kurumların muhafaza ettiği finansal defterlerin aksine, dünyanın dört bir yanındaki ağa bağlı bilgisayarlarda çoğullanır ve bir bilgisayarı ile İnternet bağlantısı olan herkes tarafından erişilebilir. Bu ağda “madenciler” olarak adlandırılan bir katılımcı grubu, kullanıcılardan gelen işlem taleplerini tespit etmek, toplamak, doğrulamak ve blok zincirine yeni bloklar olarak eklemekten sorumludur.


Doğrulama hem Halil'in işleminde sahip olduğu bitcoin'in doğrulanmasını hem de henüz başka yerde kullanmadığının doğrulaması sağlar. Bitcoin blok zincirindeki sahiplik, bir çift şifreleme anahtarı tarafından belirlenir. İlki yani halka açık anahtar (public key), herkesin görebileceği blokzincirde bulunur. İkinciye özel anahtar (private key) denir ve sahibi gözlerden uzak güvende tutmalıdır. İki anahtarın dijital mesajları imzalamak için kullanışlı olmasını sağlayan özel bir matematiksel ilişki vardır. Şöyle olur: Hasan bir mesaj alır, özel anahtarıyla birleştirir, bazı hesaplama işlemleri yapar ve uzun bir sayıya dönüştürür. Bu şifreli mesaja sahip olan ve buna karşılık gelen “ortak anahtarı” bilen herkes, daha sonra uzun sayının aslında özel bir anahtar ile oluşturulmuş olduğunu kanıtlamak için bazı hesaplamalar yapabilir.


Bitcoin'de herbir işlem harcanan bitcoin'in içindeki en son işleme ait olan açık anahtara karşılık gelen özel anahtar tarafından imzalanır. Ancak madencilerin temel rolü, yeni işlemlerin geri döndürülemezliğini sağlamak, onları son haline getirmek ve değiştirilmeye karşı korumaktır. Bunu yapmak için kullandıkları yöntemin, Satoshi Nakamoto'nun bilgisayar bilimine yaptığı en önemli katkı olduğu düşünülmektedir.


Geri döndürülemezliğin sağlanması sadece herhangi birini veya herkesi bir hesap defterinin düzenleyiciliğine katılmaya davet ettiğinizde gereklidir. Bitcoin blok zinciri, tek bir yönetmelik altında faaliyet gösteren bir dizi kimliği belli kontrolör ile tek bir banka tarafından yönetilseydi, işlemlerin kesinliğini sağlamak, şirket politikasında kurallara uymayan herkesi cezalandırmayı belirtmek kadar basit olurdu.


Fakat Bitcoin'de, kuralları uygulamak için merkezi bir otorite yoktur. Madenciler, çeşitlilik gösteren kültürler ve farklı yasal sistemler ve hukuk kurallarına bağlı olarak, Çin, Doğu Avrupa, İzlanda, Venezüela'da, ve hatta dünyanın her yerinde anonim olarak faaliyet göstermektedirler. Bu nedenle, onları sorumlu tutmanın bir yolu yoktur. Bitcoin kodu tek başına yetmelidir. Doğru davranışın sağlanması için, Bitcoin iş kanıtlaması (proof of work) adlı bir şema kullanır.


İş Kanıtlaması Blokzinciri nasıl korur?


Şimdi biraz açık blok zincirlerin iş kanıtlaması ile hangi sorunu çözmek istediklerini detaylandıralım. Birebir bağlantıların olduğu bu ağda, madenciler -bitcoin kodunu çalıştıran kişiler- işlem bilgilerini toplarlar ve onları yeni bir blok yapmak için biraraya getirirler. Bunu yaparken birbirleriyle de yarışırlar çünkü bloğu ilk biraraya getiren bitcoin olarak ödül kazanır. Peki eski işlemlerin madenci tarafından silinmesini engelleyen nedir? Her ne kadar bu tip düzenlemeler ile madencinin  (kendine aktarım göstererek) para çalma imkanı olmasa da aynı parayı birden çok kez kullanılmaya imkan verebilir. Örneğin hiçbir kötü bir niyeti olmayan bir tüccara gidip bir kahveyi bitcoin ile ödeyebilirim. Madenci olsaydım, daha sonra kendi işlemimin olduğu blok zincire girip işlemi iptal ederek blok zincirinin değiştirilmiş halini de bağlatılarıma göndererek harcadığım bitcoinleri cebime geri koyabilirdim.

Bu yüzden bitcoin ağında herkesin aynı blok zinciri kopyasına sahip olması ve işlemlerin geri dönüştürülemez olması çok önemlidir. Ripple'dan bir yazılım geliştirici olan Stefan Thomas'ın dediği gibi “müziğin kulağa hoş gelmesi için herkesin aynı senfoniyi çalması çok önemlidir”.

Tüm müzisyenleri senkronize tutmak için bitcoin kodu -bilgisayar gücü ve dolayısıyla harcanan güç açısından- yeni bir blok eklemeyi çok pahalı hale getirir ve hatta daha gerideki kayıtları değiştirmek ise daha da pahalıdır.


Yeni bir blok eklemeye çalışan herhangi bir madenci, onu elde etmek için bir kriptografik kanıt da sağlamalıdır. Kanıt üretmek için madenci yeni bloğu birden çok defa “karma (hash/karıştırma)” fonksiyonuna tabi tutar; bu işlem, rasgele uzunluktaki bir veri yığını alır ve onu “karma (hash)” olarak adlandırılan sabit bir uzunlukta, anlamsız bir alfasayısal dizeye indirgeyen bir hesaplama yapar. İşlemi daha zor hale getirmek için, blok zincir algoritması sonuçta ortaya çıkan karmanın başlangıcında (bütünsel doğrulaması da bozulmadan) belirli sayıda sıfırlar ortaya çıkmasını istemektedir. Olayın zorluğu rastgele bir verinin karma fonksiyon sonucunun tahmin edilememesinden gelir ve her denemede madenci veri setine rastgele bir sayı ekleyerek tekrar tekrar hesaplatır. Numara değiştiğinde yeni bir karma oluşur. Taki ki bloğun başında yeterli sayıda sıfır oluşana dek.


Kurallara uygun bir karma elde eden madenci bunu blok zinciri barındıran diğer madencilere eklemeleri için duyurur. Tüm bu işleri gerçekleştirmek için madenciler bastıkları her bitcoin için bir ödül alırlar ayrıca kullanıcıların gönüllü olarak işlemlerini hattın başına doğru itmeyi ümit ettikleri bir basım ücreti de alırlar.


Karma yapmayı zincirde blokları kilitlemenin bir yolu gibi düşünün. Elinizde kilitlemek için bir anahtara ihtiyacı olan bir kilit gibi. Kullanabileceğiniz bir yığın kilit var ve hangisinin kilitlediğini bilmiyorsunuz. Tek tek denemeniz gerekiyor. Doğru anahtarı bulduğunuzda kilidin üzerinde bırakmalısınız ki bir başkası doğru kilit olup olmadığını kontrol edebilsin.

Teoride bu çalışıyor ve madencilerin aldığı ücret iyi çalışmaları için teşvik edici oluyor. Madenciler hizmet ettikleri ağ için hem elektrik hem de bilgisayar donanımı açısından yoğun yatırım yaparlar. Bu nedenle çift harcama yapmak gibi bitcoin'in bütünselliğinin sorgulanacağı veya değerinin düşeceği davranışlar yapma eğilimlerinde olmayacakları düşünülür.


Bu tür saldırılar her bir yeni blok eskisine eklendikçe içeriğinin değiştirilmesinin maliyeti daha da artacağından bertaraf edilir. Yeni bir blok oluşturulduğunda bu aynı zamanda bir önceki bloğun karmasını da içerir. Eski blokların içerisinde yapılacak olası bir değişim yenilerinin de geçersiz karmalar olmasına yol açacaktır.Bu nedenle önceki bloklarda kendisinden sonraki gelen bloklarda da bu zorlu işlemleri yapmadıkça değişiklik yapmak mümkün değildir. Bu kilitlemeye benzer şekilde, bir zincirin sonundaki kilit kendisinden önce gelen tüm kilitlere bağlıdır. Yani bir bloğun ortasından bir kilidi değiştirmek demek ondan sonra gelen her kilit için yeni bir anahtar bulma zorunluluğu anlamına gelir.


Cornell Üniversitesi “Kripto Paralar ve Kontratlar Girişimi” yardımcı direktörü Emin Gür Sirer “Bitcoin kötü davranış gösterecekleri caydırır, çünkü verecekleri zarar sahip oldukları hesaplama gücü ile sınırlıdır” diyor.


Madencileri maliyeti yüksek kanıtlama işlemlerine zorlayarak ve gerçekleştirdikleri işler için geri ödeme almalarını sağlayarak Satoshi ilk kişiden kişiye çalışan yaşayabilir bir sayısal parabirimi oluşturdu. Aynı zamanda onlarca yıldır bilgisayar biliminsanlarının canını sıkan genel bir sorunu çözdü: “uzlaşma”. Sekiz yıldır hiçbir zaman çevrimdışı olarak devrilemeyen bitcoin, potansiyel olarak dürüst olmayan paydaşlarını güvenli şekilde işlem yapmaya teşvik ederken her bir işlem setinin tek olmasını güvenceye aldı. Sonuçta herhangi bir internet bağlantısı olan birinin denetleyebileceği veya ekleme yapabileceği saldırılara dayanıklı giderek büyüyen bir zincir ortaya çıktı.



Blokzinciri başka işler için nasıl kullanabilirsiniz?


Böyle bir sistem sadece para olmaktan daha fazlası için de fayda sağlayabilir. İnsanlar nerdeyse bitcoin sunulur sunulmaz bu teknolojinin genelleştirilmesi ile daha fazla hangi tür uygulamaların blok zinciri üzerinde çalışabileceğini hayal etmeye başladılar. Madenciler işlemleri doğrularken aslında her bir işlem talebinin geçerli olup olmadıklarını kontrol eden küçük programcıklar çalıştırıyorlar. Peki ya sosyal medya uygulaması gibi daha karmaşık programlar çalıştırabilselerdi? ve peki ya blokzincirleri sadece bir ödeme işlemi değil de “çevrimiçi bir forumdaki mesajlar” gibi bilgileri temsil etseydi?

Bu düşünceler Bitcoin'in başlangıcından beri ortada dolaştığı halde 19 yaşındaki Toronto'dan bir bilgisayar öğrencisi sayesinde popüler hale gelmesi bir kaç yıl aldı. 2013'te Vitalik Buterin, Ethereum isimli yepyeni bir blok zinciri tasarladı. Ethereum'un amacı Bitcoin'in parabirimleri için yaptığını diğer alanlara yaymaktı.


Bitcoin gibi, Ethereum'da parabirimi ether olan blok zinciri kullanmaktadır. Bitcoin'den farklı olarak Ethereum  her biri istenildiği ölçüde karmaşık olabilen ve akıllı kontratlar (smart contracts) olarak da adlandırılan, aslında her biri ayrı birer “mini program” olan işlemleri kullanırlar. Böylece kullanıcılar daha sonra madenciler tarafından işlenmek üzere komutlarla yüklü işlemler göndererek belirli uygulamalarla etkileşim kurabilirler.


Pratikte bu, herhangi bir kişinin bir blok zincirinin yaşam döngüsü süresince değişmeden erişilebilecek şekilde, herhangi bir işleme bir yazılım uygulaması yükleyebilmesi anlamına gelir. Teorik olarak Ethereum ile Facebook, Twitter, Uber, Spotify veya başka herhangi bir sanal servisi ,sansüre maruz kalmayacak, politikaları şeffaf olacak ve onları ortaya çıkaran kişilerin işletmesine gerek kalmayacak şekilde yeni sürümleriyle değiştirebilirsiniz.

Heyecan verici olan şu ki; ağa bir uygulama gönderebilirsiniz, ve Bitcoin'e benzer şekilde herkes -bu programda- neyin ne zaman olduğu konusunda uzlaşabilir...Ethereum'un kurucularından biri olan ve Brooklyn'de yerleşik “dağıtık uygulamalar” alanında bir kuluçka şirketi olan Consensys'i yöneten Joseph Lubin “bu derin bir fikir” diyor.



İzinli Defter nedir?


Blok zinciri tüm dünya genelinde dağıtık olarak çalışan büyük bir bilgisayar yapmak için kullanan Buterin Vitalik'in girişimleri ile eşzamanlı olarak başka bir trend teknolojiyi tam tersi doğrultuda, Satoshi'nin daha kapalı ve kontrollü iterasyonu olan sanat eserine doğru itiyordu. 2014 Eylül'de içlerinde Barclay, Goldman Sach ve J.P Morgan da olduğu bir grup finans kurumu blok zincirlerinin bankalar arasındaki ödeme sistemini nasıl daha fazla geliştirebileceğini araştırmak için R3 adı verilen bir konsorsiyum kurdu.[Bu konuda ne kadar ilerleme kaydedildiğini öğrenmek için Wall Street şirketleri 2018'de trilyonları Blok zincirlerine aktarıyor isimli makaleyi okuyunuz. Belki imkan olursa blokzincirleri.blogspot.com'da yayınlayabiliriz.]


Finansal kurumlar aynı zamanda müşterilerinin bilgilerini korumalı ve ulusal veya bölgesel sınırlar arasında kontrol etmelidir. Blok zincirlerinin tüm işlem zincirini ağdaki tüm bilgisayarlara kopyaladığı düşünüldüğünde bu gözaltı kanalını korumak imkansızdır.


Böylece blok zincirlerinde “izinli defter (permissioned ledger)” yaklaşımı doğdu. İzinli defterde blokları ekleyenlerin kimlikleri bilinmektedir ve bilgi sadece  izin verilen taraflarca görülebilir. Yeni blokları üretme yetkisi bir piyango yaklaşımı yerine belirli kişilere atandığı için işlem kanıtlama madenciliğine de bu madencilik için ödeme yapmaya da gereksinim duyulmaz.


Bu tür bir sistem blok zinciri kullanan tarafların arasında belli bir ölçüde güven olduğu fakat verilen hizmetin tarafsız bir üçüncü bir kişi varmış gibi sunulmak istendiği -örneğin bankaların uluslararası para transferi gibi- durumlarda kullanılması hedeflenmiştir.


Geçen yıl R3 -ki 40 kurum tarafından 107 milyon dolar para topladı- ilk izinli defteri Corda'yı yayınladı. Ve Corda'nın şimdiden bir rakibi var: Geçen ilk baharda konsorsiumu terk ederek kendi izinli defteri Quaorum'u yayınlayan J.P. Morgan.


İzinli defter yaklaşımı bankalardan, kendilerini hassas müşteri bilgilerinin bekçileri olarak gören diğer kurumlara da sıçradı. Bu projelerin çoğu açık kaynak kodlu bir proje olan ve Linux Foundation tarafından barındırılan (hosting sağlanan) ve başka büyük teknoloji şirketleri tarafından da desteklenen Hyperledger adı verilen bir araç ile yapıldı. Hyperledger, Ethereum ve Bitcoin gibi açık blok zincirlerini kullanmakta tereddüt eden ama akıllı kontratlar ile çalışmak isteyen şirketler için ürünler üretiyor.

Herkes bankalar, sigorta şirketleri ve sağlık endüstrisinin çekincelerini ve yasal zorunluluklarını anlamalıdır. Blok zincilerler için bir erişim kontrol yönetim sistemi olan Hacera'yı ortaya çıkaran Jonathan Levi “onların bazı açık kaynaklar tarafından sunulan risk ve belirsizliği kaldıramayacaklarını” söylüyor.



Akıllı Kontratlar Gerçekte Nasıl Çalışacak?


İleride yarışı hangi tip blok zinciri kazanırsa kazansın üzerinde çalışacak akıllı kontratlar bazı destek teknolojilere ihtiyaç duyacaklar. Blok zinciri karnavalının gölgesindeki küçük trampetler gibi bu destek teknolojiler şu anda geliştiriliyor. Ve Blok zinciri teknolojisinin yaygınlaşmasında çok kritik rol oynayacaklar.


Cornell Universitesi IC3 (Initiative for cryptocurrency and Contract, Kriptoparalar ve Kontratlar Girişimi) yardımcı direktörü Ari Juels “Akıllı Kontratlar'ınız varsa bir sürü sorun ortaya çıkar” diyor. Bu problemler bir kaç kategoride olur.


Birincisi Blok zincirleri çok fazla bilgi saklayamaz. Bu bir çok proje için sorun olacaktır şöyle ki örneğin blok zinciri üzerinden canlı yayın sunabilmek için video içeriği koyacak yer yoktur.

Bitcoin zinciri her bir kripto paranın girdi ve çıktısını ayrıca bir de her bir işlem için kullanılabilecek 40 byte'a kadar meta bilgi (meta data) alanı ağa kaydeder. Hepsi bu.


Kontratları blok zincirine koyma konusunda bir başka sorun da blok zincirlerinin gerçek dünyada ne olup bittiğinden haberdar olmamasıdır. Örnğin akıllı kontratınız uçuş sigortası ile ilgili ise uçakların gerçekte ne zaman inip kalktığını bilmesi gerekir. IC3'ten Juels “dış dünya hakkında öğrenecekleri herşeyin onlara enjekte edilmesi gerekir” diyor.


İdealde yazılım geliştiriciler, bilginin saklanması ve erişilebilmesi için blok zincirlerinin sansüre uğramamak ve tehlikeli insanların eline düşmemek için icat ettiği yollara benzer şemalar tasarlayarak yeni bir zayıflık ortaya çıkarmayacaklar.


Bunu sağlamak için, yazılım geliştiriciler hangi “güvenilir kaynaklara” gerçekten güvenip güvenemeyeceklerini dikkatlice değerlendirmelidirler.


Statik bilginin saklanması Protocol Labs'ın 'Interplanetary Database or Storj Labs'ı gibi dağıtık veri merkezi sistemleri gibi dağıtık veri merkezi servisleri ile çözülebilir. Bunlar dünyanın farklı yerlerindeki insanların kullanmadıkları disk alanlarını ortak kullanıma sundukları sistemlerdir. Bu şemalar blokzinciri tabanlı akıllı kontratlar için uygundur çünkü yedekli olarak birçok bilgisayarda tutulurlar ve sansüre uğramaları zordur.


Gerçek zamanlı bilginin blokzincirlerine aktarımı ise yazılım geliştirmecilerin “kahin” olarak adlandırdıkları tarafından sağlanabilir. Bunlar gerçek zamanlı bilginin güvenli bir şekilde sorgulanabilmesi için ödeme yapılan ve blok zinciri besleyen servislerdir.


IC3'te Juel, “Town Crier” isimli bir kahin üretti. Bu blok zincire aktarılan datanın güvenilir bir kaynaktan ve değiştirilmeden getirilebildiği anlamına gelir. Bunu yaparken intel işlemciler üzerinde çalışan güvenilir bir yazılım kullandı. Bir çip arkaplanda hem şifreleme kalkanı kodu çalıştırdı hem de programın taahhüt edilidiği şekilde çalışmasını sağladı.


Bu İşler İçin Bu Kadar Para Nereden Geliyor?


Eğer modern toplumun şu an güvendiği sayısal servisler blok zinciri teknolojisini tekrar üretecek olsaydı birinin bütün bu işler için gerekli mühendislik ve araştırma bütçesini karşılaması gerekirdi.

Peki ya üretmeye çalıştığınız bütün bu fonksiyonlar bir çok kurumun yaşamını sürdürmesine olanak sağlayan bilgiyi ortadan kaldırsaydı bu parayı nasıl bulacaktınız?İdealde Ethereum gibi açık blok zincirleri, kendilerini üreten insanlara "nasıl paylaşacaklarını" kendilerine bırakan bazı bilgiler sağlamaktadır. Böyle bir durumda örneğin müşterilerin davranışlarını, tarayıcı davranışlarını, satınalma geçmişlerini izleyen bir şirketin bu iş modeliyle hayatta kalması olanaksızdır. Benzer şekilde ortada herkese bilgileri görme imkanı veren açık kaynak kodlu blok zinciri alternatifleri varken blok zinciri şirketlerinin de fikri mülkü olan bazı bilgilere erişim hakkına güvenmesi olanaksızdır.

Yine de, blok zinciri tabanlı işler için bir fonlama modeli ortaya çıktı bile: ICO (initial coin offering, ilk para sunumu) çılgınca kazançlarla yasal olarak sorgulanabilir olsa da blok zinciri fonlamasında yen bir trend oldu.


Projelerini ICO'lar ile finanse eden gruplar akıllı kontratlarını öyle dizayn ettiler ki kullanıcılar uygulamayı kullanabilmek için uygulamaya özel paralara sahip olmalıydı. Bu gruplar daha sonra işi başlatmadan önce bir miktar özel para oluşturarak açık pazarlarda sattılar.


Sayısal olmayan dünyada bu, birinin sadece özel jetonlarla çalışan çamaşırhane açması gibi bir şey. Ayrıca yatırımcı aramak yerine, daha sonra çamaşırhane hizmetinin ilerideki değerine göre alım satımı yapılacak şekilde dükkan sahibi bir dizi özel jetonu basıp halka satabilir.


Bugün yarım milyar doların üzerinde para jeton satışları ile blok zinciri şirketlerine aktarıldı ve son bir kaç ay gözleri yuvalarından fırlatacak bir hızda ve fiyatta yeni arzlar oldu. Bu temmuzda Tezos adıverilen blok zinciri projesi 200 milyon dolarlık ICO ile rekor kırdı.


Bu astronomik rakamlar bazı gözlemcilerin ortada korkunç bir ikiyüzlülük olduğu konusunda şikayet etmelerine neden oldu. Blok zinciri geliştiricileri için bir platform sunan Monax Industries eş kurucusu Preston Byrne, “Bu planları yürüten blok zinciri girişimcileri, standart finansal hizmetlere atfettikleri tüm açgözlülüğü ve hırsı gösteriyorlar“ diyor. Yani kim olursa olsun para bir yöne doğru akmaya başlayınca birzamanlar parçası oldukları halkı umursamamakta geri kalmıyor.


Fakat bazıları yeni bir fonlama sınıfı olan ICO'ların fonlanan diğer uygulamalar kadar yıkıcı olduğunu tartışıyor. Union Square Ventures'den ayrılarak özellikle blok zinciri teknolojilerinin fonlamak için kurulmuş olan Placeholder'ı kuran  Joel Monegro "Bütün kötülüklerin kaynağı para değildir. Kötülüklerin kaynağı özsermayedir" diyor.


Bir çok start-up firması liderleri tarafından da çokça dile getirilen bu söylem bir çok kurucu veya çalışana özsermaye vermenin onları ürünlerini geliştirmek yerine serveti istiflemeye yönelttiğini belirtiyor.


Diğer taraftan, uygulamaya özel jeton sadece finansal bir enstrüman değil uygulamaya erişim sağlayan bir araçtır. Bir uygulama ne kadar çok insan tarafından kullanılırsa bu servisi kullanmak için gereken jetonların değeri de o kadar artar.


Monegro diyor ki "Bizim şirket olarak en büyük teşvikimiz daha çok kar değil daha çok kullanışlı olmaktır. Çünkü jetonlarımız kullanım arttıkça değerlenir".


Amerika'da ICO cümbüşünün sonuna neredeyse gelindi gibi. Haziranın sonuna doğru Menkul Kıymetler ve Değişim komisyonu startup sahnesine soğuk bir ürperti gönderdi. Bir çok ICO'nun menkul kıymetler kategorisine girdiğini ve bu nedenle kendi kurallarına tabi olacağını duyurdu.

Yine de ICO  tsunamisinin son kısmı halen endüstrinin kıyılarını yıkamaya devam ediyor. Bunun güzel amaçlar için kullanıp kullanılmayacağını ise  zaman gösterecek.  

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coin İnceleme: Kyber Network

Kyber Network İncelemesi Kyber Network, Ethereum tabanlı bir merkezi olmayan likidite protokolüdür. Kullanıcıların, bir borsa veya aracı kurum kullanmadan, bir tıklamayla farklı ERC-20 tokenları arasında anında ve güvenli bir şekilde takas etmelerini sağlar. Kyber Network Nasıl Çalışır? Kyber Network, farklı likidite havuzları veya "rezervler" aracılığıyla çalışır. Bu rezervler, farklı tokenları farklı fiyat ve likidite seviyelerinde sunar. Kyber Network, kullanıcıların en iyi fiyatı bulmak için bu rezervleri tarar ve ardından işlemi gerçekleştirir. Kyber Network'ün Faydaları Kyber Network'ün kullanıcılara sunduğu birçok avantaj vardır. Bunlar arasında: Ademi merkeziyet: Kyber Network, merkezi bir borsa veya aracı kuruma güvenmez. Bu, kullanıcıların sahipliklerini kontrol etmelerini ve kendi işlemlerini gerçekleştirmelerini sağlar. Ademi aracılık: Kyber Network, kullanıcıların bir aracı kurum olmadan doğrudan rezervlerle etkileşime girmesine olanak tanır. Bu, işlem üc

Blokzincir Konsensus Algoritmaları ve Farkları:

 Her  blokzincirin bir konsensus algoritması var. Peki  farkları ne? Blokzincirlerin en önemli yapıtaşlarından biri ve güvenilir olmalarının temel yapıtaşlarından biri “consensus algorithms” yani konsensus algoritmalarıdır.  Konsensus algoritmaları blokzinciri oluşturan  ve işler kılan  paydaşların  blokzincirin durumu diğer bir deyişle işlemlerin doğruluğu ve güvenilirliği hakkındaki fikirbirliğini ifade eden protokollerdir.  Temelde kanıtlama veya oylama başlıkları altında toplanabilseler de her bir konsensus protokolünün avantajı ve dezavantajı olduğu ve her biri farklı sorun veya sorunları daha iyi çözdüğü için çeşitlidir. Zaman ilerledikçe de gelişim göstermektedirler. Şu an itibariyle 30'un üzerinde konsensus algoritması var fakat biz şimdi bunlardan en önemlilerine  bir göz atalım: 1. Proof of Work (PoW) Satoshi Nakamoto tarafından ortaya atılan ilk konsensus algoritmasıdır ve bitconinin temelini oluşturur. Blokzincir madencileri yeni blok eklemek için kompleks ( kimseye bir

Sanal Para vs Dijital Para

 Sanal para ve Dijital paranın farkı nedir?  Sanal paralar dijital paraların altkümesidir, yani aslında her sanal para aynı zamanda dijital paradır. Fakat tersi doğru değildir. Çünkü sanal paralara karşılık gelen bir fiziksel varlık yoktur. Sanal para dışındaki dijital paralar ise mutlaka itibari kağıt paraları temsil ederler ve değerleri arz talebe göre değişmez temsil ettiği varlığın arz talebine göre değeri değişir.  Bu tanımlara göre örneğin bir Bankanın kredi kartı uygulamasının bonus'u veya bir telekom operatörü tarafından aktarımı sağlanabilen para dijital paradır. Bircoin ise bir sanal paradır (sanal paraların içinde de kripto sanal paradır) ve fiat para karşılığı arz talebe göre değişir. Amerikan Hazine Bakanlığı'nın tanımıyla sanal para; “Gerçek paranın tüm özelliklerini taşımadığı halde, bazı ortamlarda para gibi kullanılabilen değişim medyasıdır”.